29 Temmuz 2011 Cuma

Atatürk Üniversitesi Nahçivan Tıp Fakültesi öğrencilerini ağırladı

Nahçivan Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 23 öğrencisi ve 5 öğretim üyesi Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalında bilgi ve görgülerini artırmak üzere 15 günlük bir çalışma programına katıldılar.

Nahçivanlı öğrencilere bu süre içerisinde çocuk sağlı ve hastalıkları konusunda bölüm hocaları tarafından çeşitli dersler verildi. Öğrenciler uygulama ortamlarında da bilgi ve görgülerini artırma fırsatını elde ettiler.

Eğitim programı dışındaki saatlerini Erzurum’u ve şehrin tarihi ve turistik yörelerini gezerek geçiren Nahçivan Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencileri daha sonra ülkelerine döndüler.

BASIN DANIŞMANLIĞI

8 Temmuz 2011 Cuma

62 Kursiyer daha deney hayvanlarıyla çalışma yetkisi aldı


Atatürk Üniversitesi “Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanlığı” tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Deney Hayvanları Kullanım Eğitimi Programı” Türkiye’nin dört biryanındaki üniversitelerden ve hastanelerden 62 kursiyerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Kültür Merkezi’nde düzenlenen sertifika töreninde konuşan Atatürk Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanı ve Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Atasever, ilki geçen yıl yapılan programa 32 katılımcı olduğunu hatırlatarak, bu yıl bu sayının ikiye katlandığını, önümüzdeki yıl katılımcı sayısının daha da artacağını söyledi.

Atatürk Üniversitesi’nin açtığı programın önemli bir ihtiyaca cevap verdiğini ifade eden Atasever, on gün süren programda katılımcılara alanlarında uzman 15 bilim adamı tarafından deney hayvanlarının kullanılması konusunda teorik ve uygulamalı bilgiler verildiğini belirtti.

40 saat teorik, 40 saatte uygulamalı olmak üzere toplam 80 saat eğitim alan kursiyerlerin bu süreçte deney hayvanları ile yapılacak olan bilimsel araştırmalar, test, sağlık hizmetleri uygulamaları, eğitim-öğretim ve yayın gibi temel etkinliklerde yer alacak kişilerin, kullanılacak yöntem ve materyaller ile ilgili etik standartları uygulayabilecek ve etik ilkeler doğrultusunda çalışacak ehliyete sahip hale geldiklerini ifade eden Atasever, şöyle devam etti:

“Araştırıcılara Deney Hayvanları ile çalışırken uymaları gereken mevzuat, etik kurallar, hayvanların anatomi, fizyoloji, histolojileri ve biyokimyasal özellikleri gibi derslerin yanı sıra, hastalıkları, bakım besleme ve üremeleri ile ilgili bilgiler, temel ve özel çalışma modelleri ile denemelerde uygulanan yöntemler uygulamalı olarak verildi. Bu gün burada başarılı olan arkadaşlarımıza ‘Deney Hayvanları Kullanım Sertifikası’ vermekten mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isterim.”

Deney hayvanı kullanarak her türlü eğitim, araştırma, uygulama ve test yapmak isteyen veya bu programların yapılmasında deney hayvanlarına dokunarak ve gözlemleyerek katkıda bulunan öğrencilerin, araştırmacıların, akademik, sağlık, teknik ve idari personelin deney hayvanı kullanıcısı olarak kabul edildiğini anımsatan Atasever, çalışmalar sırasında tavşan, fare, sıçan kullanıldığını ve 300 TL katılımcı ücreti alındığını sözlerine ekledi.

Programın teorik kısmı Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Seminer salonunda, uygulamalı dersleri ise Atatürk Üniversitesi Tıbbi Deneysel Uygulama ve Araştırma Merkezi ‘nde yapıldı.

Sertifika törenine Atatürk Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samih Diyarbakır, Prof. Dr. Ömer İrfan Küfrevioğlu, Erzurum Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Fikret Çelebi, akademisyenler ve kursiyerler katıldı.

HABER MERKEZİ

6 Temmuz 2011 Çarşamba

II. Ulusal Kimya Eğitimi Kongresi başladı


“Kongre süresince Öğretmen Eğitimi, Öğretim Yöntemleri, Kimya Öğretimi Program Çalışmaları, Materyal Geliştirme, Kavram Analizi, Bilgisayar Destekli Öğretim, Laboratuar Uygulamaları, Kimyanın Doğası, Felsefesi ve Tarihi ana başlıkları altında, 72`si sözel, 56`sı poster olmak üzere toplam 128 bildiri sunulacak ve 14 farklı çalıştay gerçekleştirilecek. Ayrıca 3 tane de çağrılı bildiri sunulacak.”

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi, Milli Eğitim bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü ile Türkiye Kimya Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen II. Ulusal Kimya Eğitimi Kongresi başladı.

Kültür ve Gösteri Merkezi’nde açılışı yapılan konferansının takdim konuşmasını yapan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı KKEF Dekanı Prof. Dr. Ali Yıldırım bir ülkenin ve toplumun gelişmesinde eğitim sistemi, eğitim sisteminin gelişmesinde ise eğitim araştırmaları önemli rol oynadığını, söyledi.

Yıldırım, eğitim araştırmalarının genel anlamda üç farklı temelde yapıldığını, bunların, ilgili bilim dalında değişik alanlarda kuramsal bilgi üretilmesi, daha çok herhangi bir bilim dalında yaşanan sorunların tespiti ve bunlara yönelik çözümler üretilmesi ve daha çok uygulamada olan bir sürecin ne kadar etkin ve verimli olduğunu test edilmesini amaçlayan değerlendirme araştırmaları olduğunu belirtti.

Kongreler bir fırsattır!

“Bu tür araştırmalar herhangi bir uygulamanın amaçlanan hedefleri gerçekleştirmedeki başarısını ve mevcut şartlar açısından ne kadar uygun olduğunu değerlendirmeyi esas alırlar” diyen Yıldırım, “Özellikle uygulamada yaşanan sorunların çözüme ulaşabilmesi için uygulayıcılardan faydalanılması gerekmektedir. Bunun istenilen seviyede gerçekleşmesi için, öğretmenler ile araştırmacıların ortak projeler, ortak çalışmalar yapmaları; yapılan çalışmaların alanın asıl uygulayıcıları olan öğretmenlerle paylaşması zorunludur. Kongreler de bu anlamda bir fırsat olarak değerlendirilmelidir” diye konuştu.

205 Kimyacı katılıyor

2011 yılının UNESCO ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Uluslararası Kimya Yılı olarak ilan edildiğini de anımsatan Yıldırım, kongreye Millî Eğitim Bakanlığını temsilen üst düzey bürokratlar, akademisyenler, idareciler, öğretmenler ve lisansüstü öğrencilerden oluşan 205 kişinin katıldığını bildirdi. Yıldırım şunları kaydetti: “Kongre süresince Öğretmen Eğitimi, Öğretim Yöntemleri, Kimya Öğretimi Program Çalışmaları, Materyal Geliştirme, Kavram Analizi, Bilgisayar Destekli Öğretim, Laboratuar Uygulamaları, Kimyanın Doğası, Felsefesi ve Tarihi ana başlıkları altında, 72`si sözel, 56`sı poster olmak üzere toplam 128 bildiri sunulacak ve 14 farklı çalıştay gerçekleştirilecek. Ayrıca 3 tane de çağrılı bildiri sunulacak.”

Katkımız büyük

Fen Fakültesi Dekanı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ö. İrfan Küfrevioğlu ise, konuşmasında kendi geleneklerini oluşturmuş, bilim ve teknoloji üreterek bölgesinin ve Türkiye`nin kalkınmasında önemli bir rol üstlenmiş olan Atatürk Üniversitesi’nin bir yandan yetiştirdiği mezunları ile ülke yönetiminden ekonomisine, eğitiminden sanatına birçok kademede etkin bir varlık sergilerken, öte yandan yetiştirdiği akademisyenleri ile de ülkemizin birçok üniversitesinin kuruluş ve yapılanma aşamasına katkıda bulunmaya devam ettiğini söyledi.

Kongrelerin önemi

“Geleceği inşa edebilecek tek ve önemli şey bugündür” diyen Küfrevioğlu, “Bugün itibariyle gerçekleştirilecek Kimya Eğitim Kongresi gibi bilimsel etkinlikler sonunda husule gelen gelişme, paylaşım ve oluşumlar ancak faydaya dönüşünce anlamlı olmaktadır. Üniversitemizin bilim anlayışı gereği, bu tip etkinliklere ayrı bir önem veriyoruz” şeklinde konuştu.

Üç önemli konu

“Dünya değişiyor, gün geçtikçe mesafeler küçülüyor” diyen Küfrevioğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bilgi ve kültür alışverişinde sınırlar ortadan kalkıyor. Bir ülkenin en iyi şekilde tanıtımı için üç ayrı hizmet alanının aktivitesine bakılıyor. Eğitim, sağlık ve ekonomi. Atatürk Üniversitesinin, eğitim, bilim alanındaki hizmetlerle yola çıkmış her gün bilimin ışığında yeni bir gelecek inşa edebilen aydınlık bir üniversite olduğunu gururla söyleyebilirim.”

Daha sonra Türkiye Kimya Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Kahramanlıoğlu ile MEB Öğretmen yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey birer konuşma yaparak konunun önemini dile getirdiler.

Kongrenin açılışına Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Küçükler de katıldı.

II. Ulusal Kimya Eğitimi Kongresi 8 Temmuz tarihinde sona erecek.

HABER MERKEZİ

5 Temmuz 2011 Salı

5. Yaz Okulu 11 Ülkeden 44 öğrencinin katılımıyla başladı


Atatürk Üniversitesi tarafından geleneksel hale getirilen ve bu yıl beşincisi düzenlenen yaz okulu 11 ülkeden 44 öğrencinin katılımıyla başladı.

Rektörlük Dış İlişkiler Ofisi tarafından organize edilen ve “Kültürler arası köprü” teması etrafında gerçekleştirilecek olan yazı okuluna katılan öğrencileri kabul eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, bu yıl ki yaz okuluna Amerika, Ürdün, Gürcistan, Irak, Tayvan, Pakistan, Azerbaycan, Kazakistan, Malezya, Polonya ve Fransa üniversitelerinde okuyan kırk dört öğrencinin katılmış olmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

Atatürk Üniversitesi’nde şu anda 500 civarında yabancı öğrencinin eğitim gördüğünü hatırlatan Korkmaz, bu sayıyı daha da artırmak istediklerini bildirdi. Yabancı öğrencilerden alınan eğitim harçlarının daha da düşürülmesi için çaba sarf ettiklerini anımsatan Korkmaz, yabancı öğrencilerin önündeki her türlü engeli asgariye indirmek arzusunda olduklarını anlattı.

Atatürk Üniversitesi ve Erzurum hakkında da bilgiler veren Korkmaz, Atatürk Üniversitesi’nin dünyanın ilk beş yüz üniversitesi arasında olduğunu, Türkiye’de ise ilk on üniversite arasında yer aldığını hatırlattı.

Korkmaz, Erzurum’un ise çok sayıda medresesiyle uzun asırlar boyunca insanlığa hizmet etmiş bir medeniyet ve kültür şehri olduğunu sözlerine ekledi.

Dış İlişkiler Ofisi Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sözbilir’in de katıldığı toplantıda öğrenciler daha sonra kendilerini tanıttı ve duygularını ifade ettiler.

4-15 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek yaz okulunda öğrencilere Türk dili ve Türk kültürü konularında tanıtıcı bilgiler verilecek. Yabancı öğrenciler hafta sonları ise Erzurum’un yanı sıra Kars, Ardahan ve Trabzon’u gezme fırsatını elde edecekler.

HABER MERKEZİ

Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri Lisansüstü Yaz Okulu başladı

_
Yaz Okulu’na 30 üniversiteden çok sayıda bilim adamı katılıyor

Atatürk Üniversitesi’nin ilgili bölümleri tarafından ortaklaşa düzenlenen “Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri Lisansüstü Yaz Okulu” başladı.

Fen Fakültesi Orhan Yavuz Amfisi’nde başlayan yaz okulunun açılışında konuşan Fen Fakültesi Dekanı ve Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ö. İrfan Küfrevioğlu, Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü ve Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezinin ortaklaşa düzenlediği "Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri Lisansüstü Yaz Okulu"nda önemli çalışmalar yapılacağını ifade etti.

Bilgi alışverişi sağlanıyor

Son yıllarda moleküler biyolojinin her alanda hızlı bir şekilde gelişmeye devam ettiğini ve moleküler tekniklerin kullanımının birçok çalışma ve araştırmada daha çok tercih edildiğini anımsatan Küfrevioğlu, “Bunun nedeni ise, bu tip çalışmalardan daha güvenilir ve kesin sonuçlar alınmasındandır. Bu yöntemler biyoloji, tıp, veterinerlik, hayvancılık, su ürünleri ve gıda teknolojisi gibi birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır” dedi.

Yaz okulunun düzenlemesindeki amacın bu tekniklerin kullanımı ve çeşitli bilim dallarıyla entegrasyonuna katkıda bulunmak olduğunu anlatan Küfrevioğlu, “Bu etkinlik, yalnızca çeşitli tekniklerin öğrenilmesi yönüyle değil, bu tekniklerin pratiğe geçirilmesi, bilim adamlarının birbirlerini tanıması ve bilgi alış verişi bakımından da yarar sağlayacaktır” diye konuştu.

“Günümüzde moleküler teknikler, diğer birçok alanda olduğu gibi hızlı bir biçimde gelişmektedir” diyen Küfrevioğlu, bu gelişmelere paralel olarak, birçok organizmaya ait genom verilerinin dünyaya yayınlanması ile organizmalara ait genomun yapısal analizi yanında işlevsel analizlerinin de belirlendiğini anlattı.

Yeni bir dünyanın kapısı aralanıyor

“Bu gün elde edilen bu veriler ışığında, güvenli aşılar, yeni ilaçlar, kaliteli ve ekonomik ürünler geliştirilebilmekte, biyolojik olarak çeşitli kirleticiler ortadan kaldırılabilmekte, tıp, ziraat ve veterinerlik gibi birçok alanda hastalıkların moleküler temelli teşhis ve tedavileri yapılabilmektedir” diyen Küfrevioğlu, şunları kaydetti: “Bu gelişmelere paralel olarak, nükleik asitler ve proteinlere yönelik geliştirilmiş yeni tekniklerin sayısı da hızla artmaktadır. Ülkemiz, sözü edilen bu teknolojik ilerlemeleri son yıllarda yakından takip etmektedir. Bu bakımdan Atatürk Üniversitesi, ulusal ve uluslararası birçok üniversiteyle işbirliği yaparak bu moleküler tekniklerin yaygınlaştırılması, AR-GE` ye yönelik çeşitli problemlere daha etkili çözümler üretilmesi ve bilim adamlarının birbirleriyle işbirliği yapmaları açısından, üzerine düşen görevi yerine getirmenin sorumluluğu içerisindedir. Bu lisansüstü yaz okulu bu anlamda organize edilmiştir.

Moleküler biyoloji çalışmaları artıyor

1999 ve 2000 yıllarında "Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri Kursu"nu Üniversitemizde ilk defa Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde açarak bu konuda üzerimi düşeni zamanında yapmaya çalışmıştık. 2003 ve 2004 yıllarında bu faaliyetimizi "Biyoinformatik", 2007 yılında "Biyokimya ve Moleküler Biyolojide Modern Teknikler" ve "Protein Mühendisliği", 2008 yılında "Su Ürünlerinde Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri" Lisansüstü Yaz Okulları ile sürdürdük. Daha sonra Fen Fakültesi bünyesinde "Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerini, Ziraat Fakültesi bünyesinde "Tarımsal Biyoteknoloji" bölümlerini açarak bu halkaya yeni halkalar ekledik. Öğretim üye ve elemanlarımızın takviyesi ile her iki bölümümüz de çok iyi konumlara geldi. Bu birikimimizi Türkiye`ye hizmet vermek üzere açmak istedik. Bu lisansüstü yaz okulunun bu manaya hizmet edeceği inancındayım.

30 Üniversiteden katılımcı yer alıyor

Yaz Okulunda, Vestern Blotlama, In situ hibridizasyon, Gen Aktarma Teknikleri, Rekombinant DNA Teknolojisi ile Protein Üretimi, Real-time PCR ile Kantitatif gen analizi, Gen Susturma ve Bitki Hücresine Gen Aktarma Teknikleri gibi çok zengin bir muhtevada moleküler teknikler teorik ve deneysel olarak verilecektir. Lisansüstü Yaz Okuluna Japonya’dan üç bilim adamı, diğer üniversitelerden 4 bilim adamı ve üniversitemizden çok sayıda bilim adamı öğretim üyesi veya yardımcısı olarak katılacaklardır. 30 farklı üniversiteden katılım bulunmaktadır.

Lisansüstü Yaz Okulu ile ilgili çalışmalarımız yaklaşık bir yıldan beri sürmektedir. Her iki bölüm ve Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, idareci ve öğretim elemanları çok büyük özveri ile bugüne kadar çalıştılar. Hepsine huzurlarınızda en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Biz de üst yönetim olarak her türlü desteği vermeye çalıştık.

Lisansüstü Yaz Okulunun hem bilimsel hem de sosyal etkinlik açısından özellikle genç bilim adamlarımız için çok yararlı geçeceğini umuyorum.”

Koçak: Teşvik ediyoruz…

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet koçak ise konuşmasında yönetim olarak bu tür toplantıların yapılmasını teşvik ettiklerini söyledi.

Ülkemizin ve dünyanın farklı üniversitelerinden gelen alanlarında başarılı bilim adamlarını bir arada görmekten ayrıca mutluluk duyduğunu ifade eden rektör Koçak, “Son dönem bilgilerin paylaşıldığı, tartışıldığı bu tür organizasyonlar her yaştan bilim adamı için bir fırsattır. Bu Yaz Okulu’nun ayrıca iki özelliği var: Birincisi, burada lisansüstü öğrencileri bir arada bulunuyor; ikinci olarak da çalışmalar uygulamalı olarak gerçekleştirilecek. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir” diye konuştu.

“Hastayla teması olmayan doktor, deney yapmamış, bir araştırma projesinin içinde yer almamış öğrenci veya öğretim elemanı iyi yetişmemiştir” diyen Rektör Koçak, Yazı Okulu’na Japonya Tokyo Üniversitesi’nden katılan bilim adamlarına da ülkelerinde yaşadıkları doğal afet nedeniyle de üzüntülerini ifade etti ve Japon halkının bu acının da üstesinden geleceğini kaydetti.

9 Temmuz’a kadar devam edecek Uygulamalı Moleküler Biyoloji Teknikleri Lisansüstü Yaz Okulu’nda alanında uzman hocalar tarafından teorik ve uygulamalı dersler verilecek.

HABER MERKEZİ

4 Temmuz 2011 Pazartesi

İlahiyat Fakültesi 40. Kuruluş yıldönümünü etkinlikle kutladı



Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 40. Kuruluş Yıldönümünü “Hizmette Kırk Yıl” adı altında düzenlediği coşkulu bir etkinlikle kutladı.

Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlenen kutlama etkinliğine eski hocalar ve mezunlar da katıldı. Duygulu konuşmaların yapıldığı etkinlikte İlahiyat Fakültesi’nin kırk yıllık serüvenini anlatan bir de sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.

İlk Konuşmayı Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Coşkun yaptı. Coşkun, katıldıkları için konukla teşekkür etti.

Coşkun, “Bugün burada fakültemizin kırk yılının içinde bir şekilde olmuş hocalarımız ve öğrencilerimizle birlikteyiz. Arzuluyuz, istekliyiz, sevinçliyiz, hayırla anacağımız anları yaşıyoruz,” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Göktaş’ın sunuculuğunu yaptığı programda Yrd. Doç. Dr. Ali Yılmaz ise aşr-ı şerif okudu.

Hacımüftüoğlu: “hayırla yâd ediyorum”

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu ise konuşmasında, “Atatürk Üniversitesi İslami İlimler ve İlahiyat Fakültesi ile Erzurum Yüksek İslam Enstitüsü mezunları, Lisans Üstü Eğitimlerini Fakültemizde tamamlamış olanlar ve ayrıca Fakültemizde görev yapmış ve ayrılmış akademik ve idari personelimizin katılımlarıyla bugün burada 40. yılımızı kutlamanın mutluluğunu birlikte yaşamanın derin heyecanı içindeyim,” dedi.

Hacımüftüoğlu, İslami İlimler Fakültesi adı altında 1969 yılında kurulan fakültenin 1971-1972 ders yılında fiilen eğitime başladığını, söyledi.

Hacımüftüoğlu, 20 Temmuz 1982’de yayınlanan 42 sayılı kanun hükmündeki kararname ile İlahiyat Fakültesi adını aldıklarını belirterek, “Halen fakültede biri eğitim-öğretim binası, diğeri idare binası olmak üzere iki binada eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmekteyiz. Fakültemizde geniş bir içeriğe sahip kütüphane, bilgisayar ve lisan laboratuarı imkânlarıyla öğrencilerimizi çağın gerektirdiği metotlarla eğitmeye çalışmaktayız” dedi.

Hacımüftüoğlu, şu anda, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü’ne sahip tercih edilen güçlü bir İlahiyat Fakültesi olduklarını anlattı.

Öğrenci sayısı arttı

Türkiye’de politik nedenlerle İmam Hatiplere ve İlahiyat Fakültelerine karşı bir süre önyargılı davranıldığını, toplumun ihtiyacının göz ardı edildiğini hatırlatan Hacımüftüoğlu, “O sıkıntılı günler artık geride kaldı. Milletimiz her zaman olduğu gibi, şimdi de bu ilim yuvalarına gerekli teveccühü göstermeye devam etmektedir. Şu andan bin 100’den fazla öğrenciye sahibiz. Fakültemizde 2009-2010 öğretim yılından itibaren; İlahiyat örgün ve II. öğretim programlarında eğitim öğretim faaliyetlerini devam ettiriyoruz” diye konuştu.

Hizmet eden dekanlar

Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde çok değerli bilim adamlarının dekanlık yaptığını da hatırlatarak, “Bugün marka bir ilahiyat fakültesiysek bu konuda akademik kadromuz kadar özveriyle hizmet eden dekanlarımız Prof. Dr. M. Kaya BİLGEGİL, Prof. Dr. Münip YEĞİN, Prof. Dr. Lütfi ÜLKÜMEN, Prof. Dr. Ahmet KURT, Prof. Dr. Selahattin OLCAY, Prof. Dr. İsmail CERRAHOĞLU, Prof. Dr. Talat GÜLLAP, Prof. Dr. Yaşar KUYUCU, Prof. Dr. Nazmi ORUÇ, Prof. Dr. Aydın TÜRKBAL, Prof. Dr. Yusuf Ziya KAVAKCI, Prof. Dr. Fatin SEZGİN, Prof. Dr. Emrullah YÜKSEL, Prof. Dr. Naci OKCU ve Prof. Dr. Bahattin KÖK’ün emeği pek çoktur. Her birini saygıyla anmadan geçemeyeceğim. Hepsine minnettarız” şeklinde konuştu

Erzurum’un önemi

Hacımüftüoğlu, medreseleri, külliyeleriyle bin yıldır İslam’ın güçlü bir medeniyet ve kültür şehri olan Erzurum’un, bugün de sahibi olduğu üniversitelerle aynı çizgide hizmetini sürdürdüğünü hatırlatarak, “Erzurum, bu özelliğini ilelebet sürdürecek” diye konuştu.

Koçak: “Mezunlarımız her yerde”

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ise konuşmasında Atatürk Üniversitesi hakkında çeşitli biler verdi. Koçak, “Şu anda 150 binin üzerinde mezun vermiş bir üniversiteyiz. Mezunlarımızın bir kısmı da İlahiyat Fakültemizin öğrencileridir. Şimdi onlar ülkemizin her yanında farklı noktalarda, çeşitli makam ve mevkilerde, üniversitelerde, bu ülkeye hizmet ediyorlar. Biz de Üniversite olarak bunun gururunu taşıyoruz,” dedi.

İlahiyat Fakültelerinin toplumsal sorumluluklarının ağırlığına da vurgu yapan Koçak, “Sizler ‘Doğru İslamiyet’in anlaşılması ve anlatılması’ gibi bir sorumluluğu da üzerinizde taşıyorsunuz. Eğer, İlahiyat camiası İslamiyet’i doğru şekilde anlar, anlatır, yaşar ve yaştırsa ülkemizin geleceği daha aydınlık olacaktır” şeklinde konuştu.
Görevinin üçüncü yılında olduğunu hatırlatan Rektör Koçak, “Göreve geldiğimde Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenciden daha çok hoca vardı. Çeşitli engellemeler nedeniyle öğrenci gelmiyordu. Yapılan çalışmalarla bu sorunlar giderildi. Şu anda bir yıl Arapça hazırlık okuyan bin yüzden fazla öğrencisi olan Türkiye’nin yine en büyük ve başarılı İlahiyat fakültelerinden biriyiz” değerlendirmesini yaptı.

Toplantının daha sonraki bölümlerinde Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Küçükler, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mezunu Düzce Milletvekili Osman Çakır, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk birer konuşma yaparak Türkiye’de İmam Hatipler ve İlahiyat Fakülteleri konusundaki görüşlerini açıkladılar. Toplantının öğlenden sonraki bölümünde ise konuklar hatıralarını paylaştılar.

HABER MERKEZİ

1 Temmuz 2011 Cuma

Rektör Koçak Nahçivan Devlet Üniversitesi’ni ziyaret etti



Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ve beraberindeki heyet Nahçivan Devlet Üniversitesi’ni ziyaret etti.

Nahçivan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsa Habibbeyli‘nin çağrılısı olarak Nahçivan’a giden Rektör Koçak, çeşitli temaslarda bulundu.

Nahçivan Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda, Atatürk Üniversitesi ile Nahçivan Devlet Üniversitesi arasındaki ilişkilerin daha da ileri götürülmesi konusundaki ortak irade teyit edildi. Buna göre, Nahçivan Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinde staj yapabilecekler.

Nahçivan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsa Habibbeyli, öğrencilerinin ve bazı akademik personelin geçen yıl Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde düzenlenen staj ve istişare toplantılarına katıldıklarını, olumlu sonuçlar ortaya çıkaran bu ilişkinin Güzel Sanatlar, İİBF ve Edebiyat Fakülteleri için de hayata geçirilmesini arzuladıklarını ifade etti.

Rektör Koçak ise, Nahçivan Devlet Üniversitesi’nin akademik konulardaki ihtiyaçlarının karşılanması konusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceklerini söyledi.

Koçak, her iki üniversitenin farklı dallarda akademik personel değişimi gerçekleştirebileceklerini, bunun her iki üniversiteye katkıları olacağını ifade etti.

Atatürk Üniversitesi Rektörü Koçak, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclis Başkanı Vasif Talıbov ve Sağlık Bakanı Niyazi Novruzov’u da ziyaret ederek görüştü.

Rektör Koçak’ın Nahçivan ziyaretine Atatürk Üniversitesi’nden on dört akademisyen de katıldı.

HABER MERKEZİ

Atatürk Üniversitesi ile KUDAKA yeni bir çalışma başlattı

Atatürk Üniversitesi ile KUDAK, Erzurum, Erzincan ve Bayburt’ta toplumsal yapı ve sosyal kurumların işleyişini belirlemek için çalışma başlattı.

“Kuzey Doğu Anadolu Bölgesinde Toplumsal Yapı, Değer ve Tutumların Sürdürülebilir Kalkınma ve Gelişme Stratejilerinin Planlanması Üzerine Etkilerinin Sosyo-Demografik, Ekonomik, Kültürel Eksende Analizi Projesi”nin sorumluluğunu Atatürk Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar ve Uygulama Araştırma Merkezi üstlendi.

Konuyla ilgili Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda mülki idare amirleri ve STK temsilcilerine bilgi verildi.

Proje Yöneticisi Doç. Dr. Yıldız Akpolat, projenin Erzurum, Erzincan ve Bayburt illerinde sürdürülebilir bir kalkınma ve gelişme stratejilerinin planlanmasına hizmet edeceğini söyledi.

“Bu amaçla oluşturulan projelerin ve bu projeler sonucunda uygulanan yatırımların sürdürülebilirliklerinin sağlanmasında en büyük engel olan öncelikle toplumsal yapının ve sosyal kurumların işleyişlerinin tespit edilmesi” olduğunu vurgulayan Akpolat, çalışma sonunda bireylerin değerleri, tutumları ve eğilimleriyle ilgili veri seti eksikliklerini gidereceklerini anlattı.

Erzurum, Erzincan ve Bayburt merkeziyle 33 ilçe ve 90 köyde yürütülecek araştırma süresince Sosyoloji Bölümü’nden 18 öğrenci veri toplayacak ve veri arşivi oluşturacak.

Elde edilen veriler Doçent Akpolat ve diğer bilim adamları tarafından değerlendirilecek ve sonuçlar kamuoyu ile de paylaşılacak.

HABER MERKEZİ