3 Aralık 2015 Perşembe

Prof. Dr. Arif Salimov’un TÜBİTAK Proje Performans Ödülü Başarısı

_
 Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Salımov’un yürütücülüğünü yaptığı 112T111 numaralı ve “Tensör Yapıları” başlıklı TÜBİTAK-MFAG-1001 projesi, TÜBİTAK-Matematik ve Fizik Araştırma Destek Grubu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda TÜBİTAK –Proje Performans Ödülü (PPÖ) kazandı.
Bu araştırma projesinde manifold üzerindeki klasik ve modern geometrik yapılar tensör yapılar kavramı bağlamında öğrenildiğini ifade eden Salimov, bu tür yapıların yeni sınıfı olan anti-Kahler-Codazzi yapıları ilk defa olarak projede tanımlanmış ve onların integrallenebilirlik, izotropik ve Ricci-yıldız eğrilik gibi önemli özellikleri incelediklerini belirtti.
Proje bağlamında 6 Doktora tezi tamamlanmış olup, elde edilen bulgular 9 adet makale şeklinde SCI ve SCI-E kapsamındaki dergilerde yayınlandığını da hatırlatan Arif Salimov, projeden elde edilen sonuçların bir kısmı ise ulusal ve uluslararası kongrelerde toplam 4 adet sözel bildiri olarak sunulduğunu söyledi.
BASIN MERKEZİ

13 Ocak 2015 Salı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Kapsamlı Yarıyıl Sonu Sınavıyla Bir Başarıya Daha İmza Attı

__
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2014-2015 Yılı Güz Yarıyılı Eğitim Öğretim sürecini Türkiye’nin çeşitli illerinden 41 sınav merkezinde gerçekleştirdiği Yarıyıl Sonu sınavı ile tamamladı. Fakültenin 4 lisans, 15 önlisans ve 1 lisans tamamlama programı kapsamında toplam 83 bin öğrencisi bulunuyor.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (ATA-AÖF),Final sınavını10-11 Ocak 2015 tarihlerinde 41 sınav merkezinde kapsamlı bir organizasyonda gerçekleştirdi.  
Eğitim-öğretim hizmetlerinde dördüncü yılına giren ATA-AÖF’ün Dekan Yardımcısı ve Sınav Koordinatörü Doç. Dr. Kürşat Akbulut, 20 program çerçevesinde kayıtlı bulunan 83 bin öğrencinin girdiği Final sınavına ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Hazırlık süreci 2 ayı aşkın bir süreyi bulan ve her aşaması titizlikle yürütülen Final sınavının 1. Oturumunda 40 bin 747, 2. Oturumunda 26 bin 514, 3. Oturumunda 54 bin 709 ve 4. Oturumunda da 58 bin 39 öğrenci yer aldı. Yarı Yıl Sonu sınavına 4 oturumda toplam 180 bin 10 öğrenci katıldı. Hükümlü öğrenciler 15 sınav merkezinde 4 oturumda 75 salonda sınava alınırken; engelli öğrencilere ise koşullarına uygun olarak özel salonlar tahsis edildi.”  
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nce 41 merkezde, 481 binada düzenlenen Yarıyıl Sonu sınavında aralarında 40 Üniversite Temsilcisi, 481 Bina Sınav Sorumlusu, 481 Bina Yöneticisi, 6 bin 740 Salon Başkanı, 7 bin 591 Gözetmen olmak üzere 19 bin 958 kişi görev aldı. 
ATA-AÖF’nin bu yıl sayıları 250’yi aşan ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım, İşletme Lisans programları ile Adalet Önlisans programına devam eden Azerbaycan’lı öğrencileri Erzurum’da sınava alındı. Sınav sonrasında Erzurum’u gezen, Üniversiteyi ve Fakülteyi ziyaret eden öğrenciler, aldıkları eğitimden duydukları memnuniyeti ifade ettiler.  
Her yıl öğrenci sayılarının katlanarak arttığına işaret eden Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstün Özen, düzenledikleri Yarıyıl sınavına ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Uzaktan eğitim anlayışı ve çağdaş teknolojiler esaslı bir yapılanma ile 2010 yılında kuruluşumuzun ardından 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılında 6 program kapsamında 7 bin 345 öğrenciyle çıktığımız yolda 2014 yılı itibariyle 20 program kapsamında 83 bin öğrenciyle muazzam bir aile olduk. Şimdiye değin 4 bin 381 lisans tamamlama ve bin 231 önlisans öğrencisi olmak üzere toplamda 5 bin 612 mezun vermiş olmanın gururunu ve 2015 yılında Lisans programlarımızdan ilk mezunlarımızı verecek olmanın heyecanını yaşamaktayız. Sunduğumuz eğitim sürecinin ölçme-değerlendirme boyutunu oluşturan sınavlarımızı da en az sunduğumuz eğitim kadar önemsiyoruz. Kapsamlı bir organizasyonla, çeşitli aşamalarda, çok sayıda akademik ve idari personelle yürüttüğümüz sınav hazırlık sürecinin ardından 10-11 Ocak 2015 tarihlerinde Yarıyıl Sonu sınavımızı başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Sınav hazırlık sürecinde destek veren ekibime ve sınav esnasında Türkiye’nin her yerinden organizasyonumuzda görev alan tüm akademik ve idari personele teşekkür ediyorum.”
HABER MERKEZİ

3 Kasım 2014 Pazartesi

l Erzurumlu Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi (1639-1703) Sempozyumu Başladı

______
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen “Erzurumlu Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi (1639-1703) Sempozyumu”, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde başladı.
31 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında devam edecek olan sempozyum, 8 oturum halinde düzenlenecek. Çeşitli üniversitelerden gelen 20 bilim adamının katıldığı Erzurumlu Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi Sempozyumu’nda, Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi, katılımcılara tüm yönleriyle anlatılacak.
Sempozyumun açılışından önce Prof. Dr. Necdet Çağıl, misafirlere Kur’an-ı Kerim tilaveti verdi.
Açılış konuşmalarında ilk konuşmayı yapan İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Kara, Atatürk Üniversitesi’nin, Erzurum’un önemli âlimlerine değer verdiğini ve bu âlimlerin çeşitli programlarla anıldığını belirterek, Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi’nin hayatı hakkında kısa bir bilgi verdi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Davut Yaylalı ise bu sempozyumların düzenlenmesinde teşvik ve destek sağlayan, başta Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Yaylalı, Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi’nin önemli bilim adamlarından biri olduğuna işaret ederek, İslami bilimlerin hemen hepsinde kendisini yetiştirmiş, müderrislik, kadılık, şehzâde hocalığı, kazaskerlik ve nihayet şeyhülislâmlık makamında 8 yılı aşkın bir süre görev yapmış bir şahsiyet olduğunu söyledi. Dekan Yaylalı: “Şüphesiz yaptığı hizmetlerle Seyyid Feyzullah Efendi’nin memlekete hizmeti çok olmuştur. Ancak devlet yöneticilerinin takdiri ve sevgisini kazanmış biri olarak bu itibarını şahsi ihtirasları için kullanması, devlete nüfuz etmeye çalışması, onun hak etmediği bir şekilde hayatını kaybetmesine neden olmuştur” dedi.
Erzurum’a her geldiğimde, başta Abdurrahman Gazi Hazretleri olmak üzere, Erzurum’un yetiştirdiği çok değerli âlimlere, her defasında dualar etmek zorunda olduğumu hissediyorum diyen, İslâm Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, Erzurum’un İslâm’a mâl olduğu dönemden itibaren çok kıymetli insanlar yetiştiğini söyledi. Küçük; “Erzurum’un bir ilim şehri olarak dikkat çeken tarafı, tarih boyunca devam edip gelmiştir. Hatta âcizane kanaatim şudur ki; Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde 1980’lerden sonra üniversitelerin yaygınlaşması esnasında, yeni kurulan üniversitelere en çok eleman veren ve kuruluşunu sağlayan üniversite, Erzurum Atatürk Üniversitesi olmuştur. Bu da Erzurum’un, ülkeye hizmetinin her döneminde devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca Atatürk Üniversitesi rektörümüzün de Erzurum’un değerlerinin ortaya çıkarılmasında gösterdiği gayret takdire layık bir davranıştır” şeklinde konuştu.
Atatürk Üniversitesi’nin farklı bir misyonu yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum’a bakıldığında tarihinde 5 bin yıllık bir geçmişi barındıran bir eğitim, kültür ve ticaret merkezi olduğunu anımsattı. Rektör Koçak; “1957-1958 eğitim-öğretim yılında eğitime başlayan Atatürk Üniversitesi’nin şimdiye kadar 200 bine yakın mezun vermiş ve hemen hemen bütün üniversitelerde öğretim üyesi olan üniversitedir. Biz Atatürk Üniversitesi’ni, Cumhuriyet’in eğitimdeki önemli projelerinden birisi olarak nitelendiriyoruz. Atatürk Üniversitesi kuşkusuz ulusal ve uluslararası alanda bilimsel çalışmalar yapıyor, ülkemizi ve şehrimizi dışarıda en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyor. Ayrıca bugünkü sempozyumda olduğu gibi, geçmişimize yönelik, kadim insanlar adına da yapılacak işler olduğunu düşünerek, bize ait değerleri de gün yüzüne çıkarmak asıl vazifelerimizden birisi olmuştur. Çünkü geçmişimizdeki değerleri bilmezsek geleceğimizi iyi kuramayız. Gençlerimize bunları anlatmak adına bu sempozyumlar önem arz ediyor. Feyzullah Efendi’nin Erzurum’a cami, çeşme, külliye ve medrese anlamında çok önemli hizmetleri var. Ama bizim açımızdan, mensubu olduğumuz din adına da önemli olan bir özelliği de o dönemde kendi parasıyla alıp kütüphaneye kattığı ansiklopedidir. 62 ciltten oluşan bu ansiklopedi belki de dünyada ilk ansiklopedik eserlerden biri olma hüviyetindedir” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak’a, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi’nin minyatürü hediye edildi ve sempozyumun birinci oturumuna geçildi.
BASIN MERKEZİ
(Fotoğraf: Uzm. Ayşe Özdemir)
(Görüntü: Kadir Liman)

17 Nisan 2014 Perşembe

Kutlu Doğum Haftası “Sema Töreni ve Kum Sanatıyla Asr-ı Saadet”

___
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliği Kültür Merkezi A Salonu`nda yapıldı.
Kur’an tilavetiyle başlayan etkinlik sanatçı Ömer Faruk Elmas’ın kum sanatı gösterisi ile devam etti. Elmas`ın, kum sanatıyla Asr-ı Saadet`i canlandırması izleyiciden büyük beğeni topladı.
Mevlana Eğitim Kültür Derneği Başkanı Abdülhamit Çakmut, topluluğun dünyanın dört bir tarafında Türk İslam kültürünü başarıyla temsil ettiğini belirterek, sevginin, şefkatin önemli olduğunu söyledi.
İlahi dinletisinin ardından Galata Mevlevileri Sema ve Tasavvuf Topluluğu’nun icra ettiği sema gösterisi ile program sona erdi.
BASIN MERKEZİ

27 Mart 2014 Perşembe

ALYILMAZ, TÜRK DÜNYASI BİLİM ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ

_
Eskişehir 2013 Türk Dünyası Başkenti Ajansı tarafından verilen Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Ödülleri kapsamında Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz, Türk Dünyası Bilim Ödülüne layık görüldü.
Yürüttüğü uluslararası projeler sebebiyle Kırgızistan Cumhuriyeti’nde bulunan Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz’ın ödülü 20.03.2014 tarihinde Eskişehir’de düzenlenen törende Üniversitemiz Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLMER) Müdür Yardımcısı Sıddık Bakır`a, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından takdim edildi.
BASIN MERKEZİ

21 Mart 2014 Cuma

Bir Adım Da Siz Atın Hayata +1 Farkla Değer Katın

__
Atatürk Üniversitesi Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Açıköğretim ve Engelli Öğrenci Biriminin birlikte düzenlediği “Down Sendromu Yürüyüşü” Sağlık Bilimleri Fakültesi önünde başladı. Topluluk Bilim Anıtı önüne kadar yürüdü.
Burada konuşan Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ö. İrfan Küfrevioğlu, down  sendromlu insanların hayattaki konumlarına dikkat çekmek, onların da var olduğu gerçeğini unutturmamak, sağlıklı yaşam hakkını korumak ve geliştirmek için 1995 yılından beri dünyanın değişik ülkelerinde farkındalık yürüyüşleri gibi faaliyetler gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Öncelikle toplumu her yönüyle şekillendirecek olan üniversite öğrencilerinde, down sendromu olan bireylerle ilgili farkındalık oluşturması noktasında bu yürüyüşün önemli ve anlamlı olduğunu ifade eden Küfrevioğlu şunları söyledi: “Erzurum’da yaşayan Down sendromu olan bireyleri toplumla kaynaştırmak, bütünleştirmek, bu konuda toplumun engellilik algısını değiştirmek amacıyla her alandaki güçlü eğitim kadromuz ve bu yürüyüşe katılarak duyarlılıklarını gösteren sosyal sorumluluk bilinci taşıyan sevgili öğrencilerimizle farkındalık etkinlikleri planlamaya ve yürütmeye hazırız.”
Birleşmiş Milletler 2011 yılında 21 Mart tarihini çoğumuzun farkında bile olmadığı "Dünya Down Sendromu Günü" olarak tanıdığını hatırlatan Atatürk Üniversitesi Engelsiz Üniversite-Engelli Öğrenci Birimi Engelli Farkındalık Eğitimi Komisyon Başkanı Doç. Dr. Nadiye Özer ise şunları kaydetti: Bugün bir başlangıç olsun ve bizler, özel durumu olan insanların, toplumun içinde ötekileştirilmeden, ayrıştırılmadan; kaynaştırıcı, bütünleştirici ve kapsayıcı yaklaşımla yaşama hakkı olduğunu unutmadan "bunun için ben ne yapabilirim?" diye düşünmeye başlayalım.
Down Sendromu olan bireylerin de tüm bireyler gibi sosyal hayatta tüm insanlarla beraber, izole edilmeden yaşamaları bir insan hakkıdır ve bizler bu özel günde, topluma bu mesajı vermek, bu konuda farkındalık oluşturmak için buradayız.”
BASIN MERKEZİ

6 Ocak 2014 Pazartesi

Atatürk Üniversitesi, Sarıkamış Harekâtı’nın 99.yıldönümü etkinliklerini Gerçekleştirdi

___
Atatürk Üniversitesi, Sarıkamış Harekâtı’nın 99.yıldönümü etkinlikleri kapsamındaki ilk programını,  “Erzurum’un Kahraman Çocukları” rölyef i önünde gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum, tarih boyunca hep önde olan ve vatan söz konusu olduğu zaman ilk müracaat edilen ve sahip çıkılması gereken yer olarak görüldüğünü ifade ederek, bugün şehitlerimizin ruhlarını şad etmek için burada bulunduklarını belirtti.
Rektör Koçak daha sonra şunları aktardı; “Sarıkamış Harekâtı, I. Dünya Savaşı’nın o döneminde görünüşte belki bir zafer değildir ama Çanakkale’nin kazanılmasında rol oynayan bir savaştır. Sarıkamış ve Çanakkale birbirine bağlı iki savaş olarak değerlendirilmelidir.
 Çanakkale dünyada bilinen ve ziyaret edilen bir mekân haline geldi. Ama Sarıkamış daha yeni yeni duyulmaya başladı. Buradaki şehitlerimiz bizden bunu bekliyorlardı. 90’lı yıllardan sonra ERVAK’ın başlatmış olduğu etkinlikler ve hemen sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı’mızın destekleri ve düzenlemiş olduğu programlarla Sarıkamış, artık bilinen ve ziyaret edilmesi gereken yerlerden birisi haline geldi.”
Rektör Koçak “ Atatürk Üniversitesi öğrencileri olarak sizlerden şunu hatırlamanızı istiyorum. Sarıkamış’a katılan askerlerimiz, şehitlerimiz, çoğu buralı değildi. O zamanki topraklarımız içerisinde bulunan Balkanlar’dan, Ortadoğu’dan gelmiş askerlerimiz vardı. Hepsi bu vatan için canlarını verdiler. Bizde bugün o şuurla, o duyguyla onların izinden giderek, geçtikleri yerlerden giderek, onları bir daha hatırlayacağız. İnşallah ülkemiz bir daha o günleri görmez ve huzur içerisinde dünyanın sayılı ülkelerinde birisi haline gelir. Sizlere düşen de onları hatırlamak, çünkü biliyoruz ki gelecek geçmişin üzerine sizler tarafından inşa edilecektir.  Bu duygularla şehitlerimizi rahmetle anarken, sizlerin de Sarıkamış Harekâtı’nın 99. Yıldönümü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek olan yürüyüşte, o yollarda aynı duygularla yürümenizi ve aynı duyguları hissetmenizi temenni ediyor, yolunuzun ve bahtınızın açık olmasını diliyorum “dedi.
Etkinlikte konuşan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Küçükler “99 yıl önce bu vatanın savunması için şehit düşen, hem de çok zor şartlarda şehit olan ecdadımızı hatırlamak adına burada toplanmış bulunuyoruz. Çünkü dünyada belki örneği olmayan, soğukla mücadele nedeniyle şehit olan ecdadımız var. Bu şuuru bizlerin çok iyi bilmesi ve bizden sonra gelecek nesillere de çok iyi bir şekilde aktarabilmemiz gerekiyor. Şunu da çok net bilmeniz lazım ki vatanımız uğruna, vatanın bir karış toprağı uğruna, geçmişte atalarımız nasıl şehit oldularsa, bizlere de görev düştüğünde, hepimiz hiçbir şekilde tereddüt etmeden canımızı vereceğimizi biliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, düzenlediğiniz bu etkinliklerden dolayı sizleri kutluyorum. Yürüyüşünüzde yolunuzun açık olmasını diliyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.  ” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ

24 Aralık 2013 Salı

Şeb-i Arus Şiir Dinletisi

____
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitü ve İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosluğu Kültür Ataşeliği, Hz. Mevlana’nın ölüm yıldönümü sebebi ile “Şeb-i Arus Şiir Dinletisi” adlı bir program düzenledi.
Şiir dinletisi Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi A Salon’un da gerçekleştirildi. Gecede, Nurettin Hınıslıoğlu ve Vefa İlahi Grubu ilahilerle sahne alırken, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç Dr. Süleyman Çiğdem, Prof. Dr. Mahrub Talei, Saudabeh Karimi ve Nerges Mohammedifard Hz. Mevlana’nın şiirlerini seslendirdiler.
HABER MERKEZİ

Atatürk Üniversitesine AB Komisyonu tarafından AKTS Etiketi Ödülü Verildi

_
Avrupa Komisyonu tarafından 2013-2016 dönemi için Atatürk Üniversitesine AKTS Etiketi (ECTS Label) Ödülü verildi.
AKTS Etiketi, üniversitenin AKTS ile ilgili uygulamalarını (Ders Bilgi Paketi ve Erasmus Öğrenci Dosyaları) doğru bir şekilde yaptığını gösteren bir onur ödülüdür. Böylece Atatürk Üniversitesinin AKTS (Avrupa Kredi ve Transfer Sistemi) uygulamaları Avrupa Komisyonu tarafından akredite edildi.
2010 yılı başından itibaren Bologna Süreci çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren Atatürk Üniversitesi, 2011 yılında da 2011-2014 dönemi için Diploma Eki Etiketi Ödülü kazanmıştı.
Başarılı Bologna Süreci çalışmalarının sonucu olarak Üniversitemiz, her iki ödülü de almıştır.
HABER MERKEZİ

"Parlar Vakfı Araştırma Teşvik Ödülü" sahibini buldu

_
Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Metin, ODTÜ-Prof. Dr. Mustafa N. Parlar Vakfı 2013 yılı Araştırma Teşvik Ödülü’nü, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde yapılan törenle aldı.
ODTÜ Prof. Dr. Mustafa N. Parlar Eğitim ve Araştırma Vakfı, her yıl ulusal düzeyde, araştırmalarıyla bilim alanlarından birinin gelişme­sine katkıda bulunan ya da bu alanda ülke sorunlarının çözümüne yardımcı olan genç araştırmacılara “Onur, Bilim, Hizmet, Araştırma Teşvik ve Teknoloji Teşvik” ödülleri vermektedir. 
Üniversitemiz Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Metin, “Parlar Vakfı Araştırma Teşvik Ödülü’ne” “Hidrojen Depolama ve Kataliz” konularındaki çalışmaları ile bu ödüle layık görülmüştür.
HABER MERKEZİ 

Açıköğretim Fakültesi’nden “Asker-Sivil İlişkileri” Konulu Konferans

___
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Kültür ve Gösteri Merkezi’nde “Asker-Sivil İlişkileri” başlıklı konferans düzenledi. 
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin düzenlediği “Asker-Sivil İlişkileri” konulu konferansta, Türkiye’nin tarihsel süreç içerisinde çeşitli dinamikler çerçevesinde yaşadığı dönüşümler ele alındı. 
Avrupa Birliği harmonizasyonu öncesi ve sonrasında asker sivil ilişkilerinde kurumsal ve kültürel dönüşümlerin vurgulandığı konferansa Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstün Özen, dekanlar, müdürler, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı’nın gerçekleştirdiği konferansın açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Lisans Programı koordinatörü Doç. Dr. Mevlüt Özben, asker sivil ilişkilerinin ülkemiz açısından önemine değindi.
Asker sivil ilişkilerinin değerlendirilmesinde öne çıkan teoriler üzerinde duran Narlı, AB yapılanması ve uyum sürecindeki yol haritasında önem kazanan unsurları açıkladı. 1950’lerde Samuel Huntigton’un asker sivil ilişkilerine ilişkin değerlendirmelerini ayrıntılı olarak ele alan Narlı, askerlerin politikayla ilgili kararlara müdahale edilmediği model önerisini vurguladı. Asker-sivil ilişkilerinde Türkiye’yi açıklamak üzere AB’ye uyum süreci ile küreselleşme, ekonomik dönüşümler gibi diğer toplumsal süreçlerin etkisine dikkat çeken Narlı, askerin informal kontrol mekanizmalarının kullanılmasının önemine değinirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda askerlerin modernleştirici rolü bulunduğunu, askerlerle bürokratik elit ve burjuva arasında elit ittifakı kurulduğunu ifade etti. Türkiye’de adeta bir tabu olan milli güvenlik konusunun günümüzde birçok platformda değerlendirilebildiğini belirten Narlı, geçmişten günümüze önemli dönüşümler yaşandığını ve asker, toplum ve siyasi karar alma mekanizmalarının çeşitli süreçlerden geçtiğini sözlerine ekledi. Elitist tarafı bulunan askerin toplumla ilişkilerini vurgulayan Narlı, askerin parlamentoyla ilişkilerinin Anayasal ve yasal boyutları da bulunduğunu belirtirken, bu ilişkilerin AB’ye uyum sürecinde değiştiğine dikkat çekti. Liberal ekonomik modelin benimsenmesiyle birlikte ülkemizde kırılmaların yaşanmaya başladığını ve günümüzde ciddi anlamda dönüşümler olduğunu vurguladı.
Konferansın sonunda Prof. Dr. Nilüfer Narlı’ya plaket takdim eden Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof Dr. Üstün Özen, bu tür akademik etkinliklerin önem taşıdığına dikkat çekti. 
HABER MERKEZİ
 

18 Kasım 2013 Pazartesi

“Erzurum Kendisine ve Çevresine Işık Tutacak Bir Şehir”

_____
Basın İlan Kurumu “ Marka Şehirler Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri”  konferansını, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirdi.

Açılış konuşmasını yapan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, olimpiyat yapmış bir şehrin basınının, geleceğin medyası olması gerektiğine dikkat çekerek, Olimpiyat şehri Erzurum’da olmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

“Erzurum kendisine ve çevresine ışık tutacak bir şehir”

Basın İlan Kurumu olarak basın dünyasına yeni adım atanları, ülkenin yetişmiş en iyi gazetecileriyle buluşturmak istediklerini dile getiren Atalay, şunları kaydetti: “ Demokrasinin yerelden başlaması gerekiyor. Demokrasinin gereği çok sesliliği arzu ediyoruz. Bir şehri büyütmek için basın olmazsa olmaz. Bütün farklı görüşlerle beraber zenginliğimiz deyip bağrımıza basmamız gerekiyor. Şantaj gazeteciliğe, yalan habere, hakarete hayır diyoruz. Bunun dışında her şey alabildiğince serbest olmalı. Şeffaf olalım istiyoruz. Başka türlü kalkınma olmaz. Kaynak olduğu sürece habere saygılı olmalıyız.

 Erzurum’da İletişim Fakültesi olmasının bu kent için önemli olduğunu da söyleyen Atalay, “Bu işi yapabilen, eli fotoğraf makinesi tutabilen, eli kalem tutan muhabirler olacak, attığımız her adım iletişim mezunları için istihdam oluşturacak.  Bundan dolayı Erzurum kendisine ve çevresine ışık tutacak bir şehir, Erzurum sayesinde doğuyu kalkındırmak mümkün. Erzurum Kongresi’yle bu ülke kurtuldu” dedi.

 “Dünyada Söz Sahibi Olan Bir Üniversiteyiz”

Atatürk Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, çifte minerali medrese ile başlayan eğitim serüveninin bugün Atatürk Üniversitesi ile devam ettiği kaydederek şunları aktardı: Bugün 110 bin öğrencimizle eğitimimiz devam ediyor. Sadece Türkiye de değil Kafkasya’dan Uzakdoğu’ya, Fransa’dan Malezya’ya, Moğolistan’dan Yemen’e, İpek Yolu Üniversiteler Birliği Başkanlığı’nı yürütmesiyle de dünyada söz sahibi olan bir üniversitedir. Erzurum, Atatürk Üniversitesiyle de marka bir şehirdir. Usta gazetecilerin tecrübeleri, öğrencilerimiz için çok değerli olacak ve bunu da öğrencilerimiz değerlendirecektir.”

Erzurum’un gerçekten marka bir şehir olduğunu ve bunu hakkettiğini vurgulayan Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak şunları söyledi: “Erzurum; dağıyla tarihiyle, basınıyla çok önemli bir bölge. Yapılan herhangi bir faaliyet basın aracılığıyla ülke gündemine gelebiliyor. Bu güzel bir imkân.  Bugün basının duayenleri ile birlikteyiz, bu fırsatı değerlendireceğinizi ve onlardan yaralanacağınızı biliyorum, bu yüzden hepinize başarılar diliyorum.”

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, dengeli bir ilân dağıtımına dikkat çekerek, “Bugün ki toplantı, Erzurum’un marka kent olduğunun göstergesidir. Erzurum’un sporda marka olması yolunda atılan adım ve Basın İlan Kurumunun dengeli bir ilan dağıtımı önemli. Gazetelerin birleşme hareketini bizler başlattık. Daha iyi ve daha kaliteli bir gazetecilik için bunu yaptık. Bölgesel basını güçlendirmek adına çalışmalar yapıyoruz.” diye konuştu.

Sabah ki programın ardından, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, gazeteci-yazar, program sunucusu Ümit Aktan, gazeteci yazar Ekrem Kızıltaş, gazeteci-yazar Ergun Hiçyılmaz ile ensonhaber.com Grup Başkanı Serkan Kalemciler,  öğrencilerle buluştular.

Öğrencilerden Caz Festivaline Yoğun İlgi

__
Akbank’ın 23.’sünü düzenlediği “Akbank Caz Festivali” kapsamında dünyaca ünlü caz guruplarından olan Sean Nowell And The Kung-fu Masters Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezinde caz müzik sevenlere muhteşem bir konser verdi. Grubun İngiliz saksafonisti Sean Nowell, sahneye çıktığında kendilerine gösterilen ilgiye Türkçe teşekkür etti.

New York’ta kurulan gurup 70’li yılların demode Kung-fu filmleri, animeler ve çizgi roman kitaplarından esinlenmiş. Temel hedefi sosyal ve politik sınırları aşarak iyilik, doğruluk ve kardeşlik gibi kavramları olabildiğince yaymak olan gurup beş üyeden oluşuyor. Grubun  piyanisti ve basçısı Ercüment Okur ve Alper Yılmaz isimli iki Türk.

1. Uluslararası Çok Kültürel Toplumlarda Rus Filolojisinin Güncel Sorunları

____
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından ‘1. Uluslararası Çok Kültürel Toplumlarda Rus Filolojisinin Güncel Sorunları’ adlı kongre Kültür ve Gösteri Merkezi’nde başladı.

Açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sadi Çöğenli, Rus dilinin önemine değinerek, “Rusça’nın ülkemizde iyi bir şekilde öğrenilmesi lazımdır.” dedi.

Prof. Dr. Çöğenli şunları kaydetti: “Beş yıl Kazakistan’da bulunmam nedeniyle şarkiyat üzerine yapılan çalışmalardan bahsetmek istiyorum. Rus dili çok önemli bir dil. Biruni’nin bütün eserleri Rusça ’ya daha sonra ise bazı eserleri Kırgızca’ya çevrilmiştir. Farabi’nin de bütün eserleri tercüme edilmiş, Türkoloji üzerine de önemli çalışmalar yapılmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde de karşılıklı tercümeler yapılmıştır. Bu doğrultuda Rusya ile olan ilişkilerimize önem vermekteyiz.”

Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilaver Düzgün, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün önemine değinerek şunları aktardı: “Üniversitemiz bünyesinde yakın geçmişte kurulmasına rağmen Rus Dili ve Edebiyatı Bölümümüz önemli işler gerçekleştiriyor. Rusya Federasyonu Trabzon Başkonsolosu da bütün etkinliklerimizde yanımızda yer almıştır. Çalışmanın bu alana katkılar sağlayacağını düşünüyor herkese başarılar diliyorum.”

Trabzon Başkonsolosluğu Dimitri Nikolayevich Talanov ise Türkiye’de Rusça’ya önem verilmesinin kendilerini duygulandırdığını ifade etti. Talanov, “Bizi burada buluşturan Puşkin’in dilidir. Onun yazdığı eserler bizi birleştirdi. Rus diline her geçen gün artan ilgi bizi mutlu ediyor. Rusya dışında görev yapan Rus dili hocalarını tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.” şeklinde konuştu.
İspanya, Almanya, ABD, Beyrut, Gürcistan, Rusya, Kazakistan ve Ukrayna’dan toplam 72 akademisyenin katıldığı kongrede, 2 gün boyunca Rus dilinin güncel sorunları üzerine bildiriler sunulacak.

HABER MERKEZİ

30 Eylül 2013 Pazartesi

Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak Basın Toplantısı Düzenledi

__
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Konuk Evi’nde düzenlenen kahvaltı programında rektör yardımcıları, fakülte dekanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.

‘105 bin civarında öğrencimiz olacak’
2012-2013 eğitim öğretim yılını değerlendiren Rektör Koçak, yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili projeler hakkında da bilgi verdi. Koçak, “Türkiye’nin en büyük ve en eski üniversitelerinden biriyiz. Üniversitemizde şimdilik 95 bin öğrencimiz var. Hem Açıköğretim hem de diğer programlarda toplamda 105 bin civarında öğrencimiz olacaktır. Atatürk Üniversitesi’ni bir fabrika olarak görebiliriz. Bölgeye hizmet veren bir merkez konumundayız. Hem öğrencilerimizi hem de akademik personelimizi yurt dışına teşvik ediyoruz. Daha fazla gitmelerini arzuluyoruz. Yüksek lisans ve doktora programlarında önceki yıllara göre artış söz konusu, sayımız bu alanda gittikçe artıyor.” dedi.

‘Projeleri artırmalıyız’
Öğretim üyelerinden projelerini artırmasını isteyen Koçak, projeleri desteklediklerini söyledi. Koçak, “Proje sayısı ve proje önemine göre de maddi destek veriyoruz. İkili ilişkilerimiz olan üniversite öğrencilerini 15 gün burada ağırlıyoruz. Kış sporu için; kışın buz pateni yapılabilecek, yazın da göletlerde vakit geçirilebilecek Erzurum’a yakışır bir projemiz var. Bunun dışında üniversitemiz içerisinde güzel bir bisiklet yolumuz olacak.” diye konuştu.

‘Akıllı kart uygulamasına geçiyoruz’
Güvenlik adına önemli çalışmalar yaptıklarını kaydeden Rektör Koçak, HGS sistemi ile araç geçişlerini kontrol altına alacaklarını ifade etti. Koçak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Arzumuz üniversite kapılarının herkese açık olması yönünde. Herkesin üniversitemizi görmesini, kütüphanesinden, laboratuvarından istifade etmesini istiyoruz.  Güvenli ve huzurlu bir ortam sağlamak amacıyla HGS sistemi ile üniversiteden geçişleri kontrol altına alacağız.  Kampüs içi trafiğin gereksiz yere artmasına müsaade etmeyeceğiz. Acil durumlarda zaten kolay ulaşım sağlanıyor. Bir süre sonra akıllı kart (Elektronik Güvenlik Sistemi) uygulamasına geçeceğiz. 16 fonksiyonlu bu kart; turnike geçişlerinden, otobüs biletlerine kadar bir çok alanda geçerli olacak. Belediye ile de bu konuda görüşmemiz devam ediyor. Bu sistemle de güvenlik üst düzeyde sağlanmış olacak..”

HABER MERKEZİ

28 Aralık 2012 Cuma

Doç. Dr. Ali Murat Aktemur Çıldır’ı anlattı

__
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, Çıldır ve Çıldır  Kaleleri konulu bir konferans verdi.
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta Aktemur, adını Oğuzların Çavuldur Boyu’ndan alan Çıldır’ın, çevresi ile birlikte ilk çağlardan beri çeşitli kavimlerce iskan edildiğini, ilk yerleşim evresinin M.Ö. IV. bin’e kadar uzandığını söyledi.
Özellikle Kura(Kür) Vadisi’ndeki mağara yerleşimleri, seramik parçaları, Çıldır Gölü içindeki Akçakale Adası’nda yer alan prehistorik yerleşimlerin, Kurtkale’deki kurgan biçimli mezarların milattan önceki asırlardan beri bu yörelerin iskan edilişinin somut delilleri olduğunu anlatan Aktemur, şöyle devam ette:
“Taşköprü Köyü’nde yer alan Urartu Kralı II. Sarduri’nin adını taşıyan  M.Ö. VIII. yy’a ait çivi yazılı kitabe ve kaya döşeme köprünün, Çıldır’daki Urartu Medeniyetine ait belgelerdir. Ancak bunlardan tarihi köprünün yıktırılarak yerine betonarme köprünün yaptırılmış olması bir tarih ve kültür kıyımıdır.”
Kültür Bakanlığı yetkililerinin ilgisizliğinden de yakınan Aktemur, Çıldır’ın tarihi geçmişi, coğrafyası üzerine belge ve fotoğraflarla ayrıntılı bilgi verdi.
Osmanlı Dönemi’nde Çıldır Sancağı sınırları içerisinde 240 cami ve mescit, 1 medrese, 1 rüştiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar için 13 ilkokul, Hıristiyanlar için 15 kilise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyerinin bulunduğuna dair bilgileri paylaşan Aktemur, şunları kaydetti:
“Ancak ne acıdır ki, Çıldır çevresinde adı geçen 15 kiliseden hemen hepsinin kalıntısı mevcut iken, 240 camiden sancak sınırlarındaki Oltu, Göle, Ardahan ve çevresinde sadece birkaç örnek günümüze gelmiş Çıldır’dakilerin ise hemen tamamı Yanık Cami adlı toplu mezarlar şeklinde günümüze ulaşmıştır. Bu tablo, 1828, 1855 ve 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşlarının ve arkasından da Anadolu’da 1914’lerde başlayan Çıldır çevresine ise 1918’de ulaşıp son sahnesi sergilenen Ermeni mezaliminin vahşet boyutlarını açıkça ortaya koymaktadır. İçinde namaz kılan cemaat ile birlikte yakıldığı için yanık cami adını alan ve toplu mezara dönüşen bu camiler ve kazılarda ele geçen buluntular, tarihin masa başında yazılamayacağını bir kez daha ortaya koymuştur. Çıldırlı Aşık Şenliğ’in ‘Ehli İslam olan işitsin bilsin, Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana’ sözünde ifade ettiği gibi, Çıldır halkı yanma pahasına, başı kesilme pahasına kanının son damlasına kadar direnmiş ve vatanını düşmana vermemiştir.”
Konferansı Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu, akademisyenler ve öğrenciler dinledi.
 
HABER MERKEZİ

21 Aralık 2012 Cuma

Post-Endüstriyel Toplum Çalışma İlişkileri ve Beyaz yakalılar

_
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından davet edilen Öğr. Gör. Dr. Esra Köten “Post-Endüstriyel Toplumda Çalışma İlkeleri ve Beyaz yakalılar” konulu bir konferans verdi.
Kültür ve Gösteri Merkezi’nde Gerçekleşen konferansın takdim konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı  Prof. Dr. Fahrettin korkmaz, sanayi devrimiyle birlikte dünyada bir işçi sınıfı doğduğunu hatırlatarak, “Bu işçi sınıfı ilk oluşumunu ikmale başladığı dönemlerde, ciddi zorluklar ve sıkıntılarla çalışma hayatına başladılar” dedi.
İlk kuşak sanayi işçilerinin 18-20 saat çalıştıklarını anımsatan Korkmaz, “Hakları da ücretleri de yoktu. Ücretleri düşüktü. Bizde ise, Osmanlı döneminde çalışma hayatıyla ilgili çok özel  düzenlemeler yapıldı. Çalışan kesimle ilgili, özellikle Zonguldak havzası kömür işçileri içi nizamnameler çıkarıldı. Dilaver Paşa Nizamnamesi çok özel ve güzel haklar sağlıyordu işçilere. Bu nizamnamede işçi haklarının pek çoğu o tarihte sağlanmıştır.  Cumhuriyet döneminde de yine Zonguldak bölgesi  için, çalışma hayatını düzenleyen yasalar çıkarıldı” değerlendirmesini yaptı.
Daha sonraki yıllarda çok sayıda iş kanunları çıkarıldığını anımsatan Korkmaz, bu yasalarla, çalışan ve çalıştıranların hukukunun sağlanmaya çalışıldığı değerlendirmesini yaptı.
Öğr. Gör. Dr. Esra Köten ise “Post-Endüstriyel Toplumda Çalışma İlkeleri ve Beyaz yakalılar” konulu bir konferans verdi. Köten,  endüstri sonrası toplumlarda çalışma yaşamını şekillendiren yenilikleri ve bunların Türkiye’deki yansımalarını anlattı. Köten, günümüzde gerçekleşen endüstri sonrası dönüşümlerin, emeğin tarihsel kazanımlarını geri alacak bir doğrultuda biçimlendiğini savundu.
HABER MERKEZİ

19 Aralık 2012 Çarşamba

“Türk dilinin bütün lehçe ve ağızlarıyla tek bir sözlüğü yapılmalı”

__
Atatürk Üniversitesi  Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen panelde “Türk lehçelerinin söz varlığı” değerlendirildi. Konuşmacılar, Türk dilinin bütün lehçe ve ağızlarıyla beraber tek bir dil olduğu dile getirilerek bu dilin tek bir tane de sözlüğünün olması gerektiği savunuldu.
Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Yrd. Doç. Dr. Süleyman Efendioğlu, Yrd. Doç. Dr. Tuna Beşen Delice ile Arş. Gör.  Esra Yavuz konuşmacı olarak katıldılar.
Konuşmacılar, Türkçenin yüzyıllar boyunca farklı coğrafyalarda işlene işlene günümüze ulaştığını ve gerek söz varlığı gerekse anlatım gücü itibariyle dünyanın önemli dilleri arasında yerini aldığını söylediler.
Türk Dilinin bugün gerek yazı dilinin eskiliği gerek konuşulduğu coğrafi alanın genişliği gerekse konuşur sayısı bakımlarından dünyanın en büyük birkaç dilinden birisi durumunda olduğunu anlatan konuşmacılar,  şu tespitlerde bulundular:
“Bu büyük dilin bugün onlarca lehçesi, yüzlerce ağzı bulunmaktadır. Ancak bugüne kadar Türkçenin bütün lehçe ve ağızlarını içine alan kapsamlı bir sözlüğü hazırlanamamış dolayısıyla Türkçenin zenginliğinden yeterince istifade edilememiştir. Oysa Türk Dili bütün lehçe ve ağızlarıyla beraber tek bir dil ise bu dilin tek bir tane de sözlüğünün olması gerekir. Böyle bir sözlük hazırlandığında Türkçenin, kelime hazinesi itibariyle de dünyanın en zengin dillerinden birisi olduğu açıkça ortaya çıkmış olacaktır.”
HABER MERKEZİ

18 Aralık 2012 Salı

İŞKUR Genel Müdürü Yazıcı mezun olduğu İİBF’yi ziyaret etti

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Nusret Yazıcı, mezun olduğu Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni ziyaret etti. Yazıcı, elde ettiği başarılarda İİBF’nde aldığı eğitimin ve Atatürk Üniversitesi`nin büyük katkısı olduğunu belirtti.
1993 yılında Atatürk Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü`nde lisansa başlayan İŞKUR Genel Müdürü Yazıcı, 1997 yılında mezun olduğunu belirterek,  "Mastır ve doktora programlarını da Atatürk Üniversitesinde yaptım. Lisans dönemim çok verimli geçti ve sahip olduğum bilgi, birikim ve bulunduğum noktada olmamda başta Dekanımız Prof. Dr. M. Suphi Orhan Hocamız olmak üzere diğer hocalarımın ve Atatürk Üniversitesi`nin önemli bir yeri vardır" dedi.
Daha sonra, Yazıcı ve beraberindekiler fakültede bir dersliğe girerek öğrencilerle sohbet etti. İŞKUR Genel Müdürü Yazıcı, öğrencilerin sorularını cevapladı ve İŞKUR hakkında bilgi verdi.

Yazıcı, İŞKUR`un dünyadaki kamu istihdam politikalarına yön veren bir konumda olduğunu da belirterek, konuşmasını söyle tamamladı. "2015 teki Dünya Kamu İstihdam Kurumları Birliği seçimini İstanbul`a alıp, daha farklı noktalarda dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.”

_

5 Aralık 2012 Çarşamba

Rektör Koçak, 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılını değerlendirdi

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, “Atatürk Üniversitesi’nin etkisi her geçen yıl daha da artmaya devam edecek” dedi.
Konukevi-1’de basın mensuplarıyla bir araya gelen Rektör Koçak, 2012-21013 Eğitim-Öğretim Yılını değerlendirdi.
Rektör Koçak, Atatürk Üniversitesi’nde Açıköğretim Fakültesiyle birlikte öğrenci mevcudunun lisans, önlisans, lisans tamamlama, yüksek lisans ve doktora programlarında 85 bin 659 olduğunu, akademik personelin 2 bin 492, idari personelin 3 bin 460, 20’si fakülte olmak üzere akademik birim sayısının ise 60 olduğunu söyledi.     
Koçak, öğretim Üyesi yetiştirme Programında Atatürk Üniversitesi’ne gelen öğrenci sayısının 60, dışarıda yüksek lisans ve doktora çalışması için giden öğrenci sayısının da 81 olduğunu anlattı.
Akademik yayın sayısı
Atatürk Üniversitesi’ndeki akademik yayın bilgilerini de açıklayan Rektör Koçak, ulusal ve uluslararası yayın kuruluşlarında 2011 yılında 875, 2012 yılında ise, şu anki veriler itibariyle, gerçekleşen bilimsel yayın sayısının 656 olduğunu anlatan Rektör Koçak, Açık Öğretim Fakültesi ve Lisans Tamamlama Programlarıyla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:
“2010 Yılında kurulan Açıköğretim Fakültemiz 2012-2013 eğitim-öğretim yılında; 4 Lisans, 11 Önlisans
1 Lisans Tamamlama Programı olmak üzere toplam 16 programda yaklaşık 20 bin öğrenciyle eğitim-öğretime devam etmektedir. 2009 Yılında kurulan Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen Hemşirelik Lisans Tamamlama Programından son iki yılda yaklaşık 19 bin öğrenci mezun olmuştur. Halen bu programda öğrenim gören öğrenci sayısı 5 bin 178’dir.”
Projelere ayrılan kaynak: 24 milyon lira
2102 yılında 454’ü akademik, 206’sı sosyal ve kültürel olmak üzere 660 etkinlik gerçekleştirildiğini anlatan Rektör Koçak, Atatürk Üniversitesi’nin BAP, TÜBİTAK, AB ve diğer kuruluşlarla ilgili olarak yürüttüğü proje sayısının 395, 24 milyon lirayı aşkın bir bütçe tahsisi yapıldığını, projelere sağlanan paranın birçok üniversitenin toplam bütçesinden daha fazla bir kaynak olduğunu anlattı.  
Fiziki yapılanma
Atatürk Üniversitesinde fiziki yapılanmayla ilgili de bilgi veren Koçak, tamamlanan işleri şöyle sıraladı: “Merkez Yerleşke Yol ve Asfalt Yapımı, Andezit Kaplama ve Bordür Yapımı, Lojmanlar Büyük Onarımı, Rektörlük Toplantı Salonu Yapımı, Proje Ofisi, Aşkale Meslek Yüksekokulu Onarım İşi, Kanalizasyon Alt Yapı Yenileme Çalışması, Çocuk Parkı Yapımı, Yeşil Çevre Çalışmaları, Çevre Dostu Atık Toplama Üniteleri, Merkezi Isı Santralinin Modernizasyonu ve Otomatik Sulama Sistemi, Kojenerasyon Projesi, Çevre yolu, Açık ve Kapalı Futbol, Basketbol, Tenis Kortu, Kanalizasyon Altyapı Yenileme Çalışmaları ve Hobi bahçesi projeleri”
Rektör Koçak, devam eden Hukuk Fakültesi İnşaatı, Merkezi Araştırma Laboratuar İnşaatı, Halıcılık, Sürekli Eğitim Merkezi ve Kız Yurdu İnşaatı, Yarı Olimpik Yüzme Havuzu ve Spor Kompleks İnşaatının ise 2013 yılında tamamlanacağını bildirdi.  
Yeni yatırımlar
2013 yılında inşaatına başlanılacak olan Açıköğretim, İletişim, Mimarlık ve Tasarım Fakülteleri Kompleksi, Turizm İşletmeciliği ve Uygulama Oteli, TOKİ Projesi-Kavaklık Projesinin de start alacağını anlatan Koçak, özellikle Merkezi Araştırma Laboratuarının önemine dikkat çekti ve şunları söyledi:
“DPT tarafından 2010 yılında 8.000.000 TL ile desteklenen Atatürk Üniversitesi Merkez Laboratuarı, 2000 m2 kapalı alanı ve iki uydu laboratuar binası ile 2012 yılı sonu itibariyle bitirilecek ve hizmete sunulacak. Bu çalışma ile Ülkemizde ve bölgemizde endüstrinin geliştirilmesi, araştırmacı-üreticinin yetiştirilmesi, üniversite-sanayi işbirliğiyle sanayide Ar-Ge desteğinde yeni yapılanmaların oluşturulması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte Atatürk Üniversitesi bulunduğu bölgenin öneminden dolayı, bölgedeki diğer illerinde sosyal, teknolojik, bilimsel ve endüstriyel ihtiyaçlarını karşılamaya ve taleplerine cevap vermeye çalışmaktadır. “
Nanobilim ve Nanoteknoloji
Atatürk Üniversitesi’nde son yıllarda çağımızın bilim ve teknolojisinde yeni ufuklar açan Nanobilim ve Nanateknoloji konularında yapılan çalışmalara da değinin Koçak, şöyle devam etti: “Nanobilim ve nanomühendislik; gelecek 10-15 yıl içinde büyük ve sürpriz çıktılar ve yeni pazarların doğmasına sebep olacaktır ve 21. yüzyılın en büyük endüstriyel devrimi olarak öngörülmektedir.
Nanoteknoloji 21. yüzyılın endüstriyel devriminin temel teknolojisidir. Nanoteknolojiyi kontrol edebilenler endüstriyi de kontrol edeceklerdir. Atatürk Üniversitesi7nde güneş pili uygulamaları için yeni laborutuarlar kuruldu.”
Nanofabrikasyon
“Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bilimleri Bölümü’nde ‘nanofabrikasyon’ altyapısı kuruldu.” diyen Koçak, “Nanofabrikasyon teknolojileri ile nanoyapılara sahip robotlar veya nanorobotlar yapmak mümkündür. Nanorobotlar belirli bir işlemi veya işlemleri çok hassas olarak tekrar edebilen nanomakinelerdir ve Üniversitemiz bu konuda ciddi adamlar atmaktadır.”
Bilim, Müze, Doğa ve Eğitim Parkı
Atatürk Üniversitesi’nin çok önemli bir diğer çalışmasının ise Bilim, Müze, Doğa ve Eğitim Parkı projesi Atatürk Üniversitesi Engelliler Kış Sporları Merkezi Projesi ve Uzay Gözlem Evi Projeleri olduğunu hatırlatan Koçak, bu projelerin hepsinin bir-iki yıl içinde gerçekleştirileceğini anlattı.
Dış İlişkiler gelişiyor
Atatürk Üniversitesi’nin dış ilişkilerinin de hızla gelişmeye devam ettiğini ve şu anda yabancı öğrenci sayısının bin yüzü aştığını anlatan Rektör Koçak, ‘Yaz ve Kış Okulları’, ESRUC ve İkili İlişkilerin her geçen gün daha da geliştiğini ve derinleştiğini belirtti.
Kazakistan’dan İran’a, Azerbaycan’dan Gürcistan’a, ABD’den Almanya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesindeki seçkin üniversitelerle ikili ilişkiler geliştirdiklerini ve anlaşmalar yaptıklarını hatırlatan Koçak, bu yıl yapılan 3. ESRUC toplantısına 28 ülke, 97 rektör ve üst düzey temsilciyle 40 Türk Üniversitesi rektörü ve 211 bilim adamının katıldığını kaydetti.
Teknokent’te durum  
 
Atatürk Üniversitesi’nin bilim ve teknoloji geliştirme kuruluşu olan ATATEKNOKENT’de, tarım,enerji, gıda, yazılım, danışmanlık, nanoteknoloji-kimya, maden, elektrik-elektronik, yapı-inşaat, telekomünikasyon ve makine ilgi ilgili 44 firmanın çalıştığını açıklayan Koçak, TEKNOKENT’in daha iyi bir noktaya gelmesi için çalışmaya devam ettiklerini kaydetti.   
Atatürk Üniversitesi’nin 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Toplantısına Erzurum’daki yerel ve ulusal medya temsilcileri, Atatürk Üniversitesi Rektör yardımcıları, Dekanlar katıldı.
HABER MERKEZİ

Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Uzkurt: “Refah düzeyini belirleyen bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerdir”

Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. Cevahir Uzkurt, bilimsel gelişmeler ve teknoloji konusunda çağını yakalayamayan ülkelerin 21. Yüzyılda varlıklarını güçlü ve saygın bir biçimde sürdürebilmelerinin artık mümkün olamayacağını ifade etti.
Atatürk Üniversitesi TEKNOKENT yönetimi tarafından düzenlenen “Santez ve Teknogirişim Sermayesi Desteği” konulu program Kültür merkezi’nde gerçekleştirildi.
Açılışta konuşan Uzkurt, 21. Yüzyıla kadar ekonomideki klasik anlayışın; arazi, iş gücü ve sermayeye dayalı parametrelerden oluştuğunu hatırlatarak, “21. Yüzyılda bu üçlü parametreye teknoloji kavramının girmesiyle dünyada artık gücü tayin eden en önemli parametre teknoloji olmaya başlamış ve sonuçta teknolojik yetkinliğe sahip, bilgiyi teknolojiye dönüştüren toplumlar zengin, güvenli ve güçlü ülkeler haline gelmiştir.” değerlendirmesini yaptı.
Üreten ve satın alan ülkeler
 
“Gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş ülkeleri, `Teknolojiyi üreten ülkeler` ve `Teknolojiyi satın alan ülkeler` olarak ikiye ayırmak mümkündür” diyen Uzkurt, şöyle devam etti:
“Her yıl milyonlarca dolar ödeyerek, teknoloji transfer eden, AR-GE faaliyetlerine yeterince önem vermeyen ülkeler, `gelişmiş ülkeler` sınıfına bir türlü geçememekte ve küresel rekabette de asla söz sahibi olamamaktadırlar.
Dolayısıyla, günümüzde teknoloji geliştirmeyen, inovasyon yapmayan bir ülkenin ekonomik anlamda güçlü ve bağımsız olması neredeyse imkânsızdır. Gelişmekte olan ülkelerin, dünya pazarında rekabet edebilmesi ve varlıklarını güçlü bir şekilde sürdürebilmesi için, teknolojik inovasyonda yetkinlik kazanması ve bu yetkinliklerini kendi AR-GE`lerine dayandırmaları bir zorunluluktur.”
Açılışta konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak da ATATEKNOKENT’le birlikte Atatürk Üniversitesi’nde proje üretilmesine öncelik ve önem verildiğini, çok ciddi kaynakların ayrıldığını hatırlattı. Koçak, “Üniversitemizde bilim ve teknoloji üretebilmek için artık her şey hazır hale getirildi. Bundan sonra helva yapmak zamanıdır” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarından sonra uzman Emrah Koraman ile Turgut Deveci konuyla ilgili sunumlarını yaptılar.
Toplantıya Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, dekanlar ve bilim adamları katıldı.
HABER MERKEZİ

28 Kasım 2012 Çarşamba

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde Dekan Prof. Dr. Ümit Ertaş dönemi..

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde dekanlık devir teslim töreni düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın da hazır bulunduğu tören dekanlık odasında gerçekleştirildi. Törende Rektör Koçak ve Diş Hekimliği Fakültesi yeni dekan Prof. Dr. Ümit Ertaş, eski Dekan Prof. Dr. Abubekir Harorlı’ya, 10. 11. 2008 tarihinden 19.11. 2012 tarihine kadarki dönemde yürüttüğü dekanlık görevi ve yaptığı hizmetler nedeniyle teşekkür plaketi takdim ettiler. Törene,  Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samih Diyarbakır,  Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Arık katıldı.

Narman Meslek Yüksekokulu’na Doç. Dr. Ercan Çelik atandı

Atatürk Üniversitesi Narman Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Çelik atandı. Çelik görevine başladı. Devir Teslim Törenine Atatürk Üniversitesi Fen  Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Onganer, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdal Karaduman ve Doç. Dr. Şakir Aydoğan,  Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstün Özen ile Açıköğretim Fakültesi Sınav Koordinatörü Doç Dr. Kürşat Akbulut katıldı.
HABER MERKEZİ

3 Ekim 2012 Çarşamba

Bilimsel olarak kanıtlandı: Kirazı Balkanlar’a Osmanlılar götürdü

_
Bir gurup bilim adamının yürüttüğü ortak çalışma tarihi bir gerçeği ortaya çıkardı. Balkanlarda yetiştirilen kirazların orijininin Anadolu olduğu ve kirazın Osmanlılar tarafından Balkanlara taşındığı bilimsel olarak kanıtlandı.  
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli ile Hırvatistan Zagreb Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zlatko Cmelık ve Dr. Mira Radunıc başkanlığında yürütülen ve Uludağ Üniversitesinden Doç. Dr. Ahmet İpek’inde bulunduğu ortak çalışmada, Balkanlar’da yetiştirilen kirazların orijininin Anadolu olduğu ve kirazın Osmanlılar tarafından Balkanlar’a taşındığı ortaya çıktı.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinde yetişen kiraz çeşitleri ile ülkemizde yetiştirilen yerli kiraz çeşitlerinin genetik olarak büyük farklılık gösterdiklerini, ülkemizdeki kiraz çeşitlerinde sıklıkla ve yüksek oranda rastlanan ‘S12 allelinin’ Avrupa çeşitlerinde çok nadir ve düşük yoğunlukta görüldüğünü ifade etti. 
Prof. Dr. Sezai Ercişli, yaptıkları genetik analizlerde, Balkanlar’da bulunan kiraz çeşitlerinin de Türkiye’de bulunan yerli kiraz çeşitlerinde olduğu gibi karakteristik olarak ‘S12 allelini’ sık ve yüksek oranda içerdikleri ve Avrupa çeşitlerinden ayrıştıklarını ortaya koyduklarını söyledi.
Ercişli, grup olarak yaptıkları araştırmada, Türk kirazlarının Karadeniz civarından, Osmanlılar döneminde Balkanlar’a getirildiğini ve Balkanlar’da meyve kültür mirası oluşumuna büyük katkıda sağladığının ortaya çıktığını anlattı.
Bilim adamlarının çalışması, bahçe bitkileri alanında prestijli dergilerden biri olan Scientia Horticulturae dergisinde yayınlandı.
HABER MERKEZİ

31 Mayıs 2012 Perşembe

Erzurum’da Kore Günleri esintisi...

Kore Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ile Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Kore-Türkiye Günleri” etkinlikleri şehirde ve Atatürk Üniversitesi’nde devam ediyor.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ı makamında ziyaret eden Kore Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sangkyu Lee ve Müsteşar Dong-Voo Cho, Kare Günlerine gösterdikleri ilgiden dolayı Rektör Koçak’a teşekkür etti ve ülkelerine ait seramik bir çanak hediye etti.  Ziyarete İİBF Dekanı Prof. Dr. Mehmet Suphi Orhan da katıldı.
Rektör Koçak ise, Kore heyetine, Atatürk Üniversitesi hakkında çeşitli bilgiler verdi. Türk-Kore ilişkilerinden övgüyle söz eden Koçak, konuklar Atatürk Üniversitesi şiltini ile bazı hediyeler takdim eti.
28 Mayıs’ta başlayan Kore Türkiye etkinlikleri Yakutiye Meydanında Kore’nin turistik bölgelerinin tanıtıldığı fotoğraf sergisi, Calligraphy Duvarı, Kore Çayhanesi ve ‘Da-do’ gösterisi ile başladı. Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi’nde açılan Maksabal Sergisi (Kore’nin geleneksel çömleği sergisi)’nin ardından, aynı salonda, İİBF ile birlikte ‘Eğitim-Turizm Semineri’ gerçekleştirildi ve film gösterimi yapıldı.
Etkinlik Kültür ve Gösteri Merkezinde yapılan Kore’nin geleneksel ‘Performans Gösterisi (PungJang21 gösterisi)’ ile sone erdi.
HABER MERKEZİ 

26 Nisan 2012 Perşembe

Atatürk Üniversitesi ‘Üniversitelerarası Türkiye Boks Şampiyonası’na ev sahipliği yapıyor

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Üniversitelerarası Türkiye Boks Şampiyonası’na 35 üniversiteden 130 sporcu katılıyor.
Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Yoncalık Yerleşkesi`ndeki spor salonunda gerçekleştirilen açılış seremonisinde konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, üniversitede böyle bir şampiyonaya ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Prof. Dr. Koçak, Atatürk Üniversitesi’nin bu yıl 55`inci kuruluş yıl dönümünü, bilimsel, kültürel ve sportif etkinliklerle kutlamaya devam ettiğini belirterek, "Sportif faaliyetlere özel bir önem veriyoruz. Üniversitemiz sahip olduğu spor altyapısı ile pek çok sportif faaliyetin üniversitemizde yapılmasına imkan veriyor. Özellikle kış sporlarına yönelik etkinliklerimizle Türkiye’deki yerini ispatlamış bir üniversiteyiz” diye konuştu.
“Spor, ne kadar ruh ve beden sağlığına hizmet ediyorsa da sporcularımızın bir araya gelerek, birbirlerini tanımalarına da imkan vermesi bakımından önemlidir” diyen Koçak, sporculara başarı diledi.
Üniversitelerarası Türkiye Boks Şampiyonası’na katılan 130 sporcu, 49, 52, 56, 60, 64, 69, 75, 81, 91 ve +91 kilolarında dereceye girmek için mücadele edecekler.
HABER MERKEZİ 

4 Nisan 2012 Çarşamba

BESYO, Palandöken’de ‘Kar Şenlikleri’ düzenledi

___
Atatürk Üniversitesi 55. Yıl Sosyal etkinlikleri kapsamında Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen “Kar Şenlikleri” Palandöken Kayak Merkezi’nde yapıldı.
Faaliyet içerisinde Akademik ve İdari personel arasında kadınlar ve erkekler kategorilerinde Büyük Slalom Yarışması düzenlendi.
Yarışmada akademik ve idari personel Yrd. Doç. Dr. Nurcan Demirel, Yrd. Doç. Dr. Dursun Katkat, Yrd. Doç. Dr. S. Erim Erhan, Yrd. Doç. Dr. Yunus Öztaşyonar derece elde ettiler.
Öğrenci grubunda ise Hilal Albayrak, Gülsüm Sunar, Duygu Candemir, Ömer Çakır, Konuray Taşköprülü, Yusuf Güder ilk üçe girmeyi başardılar.
Dereceye girenlere ödülleri Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. M. Sait Keleş tarafından verildi.
Kar Şenlikleri Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Elemanları ve Milli Sporcular tarafından meşaleli gece kayağı gösterisi ile tamamlandı..
BESYO Müdürü Keleş, “Bu yıl ilki düzenlenen ‘Kar Şenliklerinin’ gelecek yıllarda tüm üniversiteyi kapsayacak bir organizasyon olması için gayret göstereceklerini” söyledi.
HABER MERKEZİ